Edip Yuksel (T): Üç şiir. Darbecilerden Davacıyım
12 Eylül 1980 gecesi, darbeden birkaç saat önce Fatih'teki Çarşamba caddesinde yürürken tutuklandım. Yayınlanmış iki makalemden dolayı askeri mahkeme tarafından 6 yıl hapse makhum edildim. Bir yılı işkencelerle geçen toplam 4 yıllık hapishane döneminde işkencenin olmadığı dönemde bir şiir kitabı yazdım. Yusuf'un 40'ıncı Emri... Yayımlanan üç şiirimi sizinle paylaşıyorum.. Sözleri aşağıda:
Hapishane
10 Ağustos 1982
iki gün kaldı iki seneye
gireli ben bu hapishaneye
dışarda yerimde duramazken
çakıldım üç-beş metrekareye
kapı hep demir, gök ve yer beton
insan rengarenk, hayat monoton
ruhta dansederken çelişkiler
isyan an be an, umut ton be ton.
--"sayım var!" koguşta bir yaygara.
dizilir sıra sıra duvara
-- "Edip Yuksel!" burdayım komtanım!
ve mahkum para, zindan kumbara.
hamdolsun, karavanamız büyük
yazık, bügün şeftaliler çürük.
ve yemekten sonra tok karına
günde bir saat atatürkçülük!
"orta maltada volta atalım."
"bir sotada zula patlatalım."
tutsaklar tutsakça konuşur.
"mevzuya takıl da anlatalım:"
suçlar çeşit çeşit: kimi irsi,
kimi iktisadi ve namusi
kimi bir kaza veya iftira
benimse suçum biraz siyasi
ben,
zincir kabul etmeyen beynimde
düşüncemi hapsetmedim diye
çagdışında bir fanatik oldum
atıldım bu çağdaş hapishaneye
kurtla kuzu burada yan yana
sabır ver rabbim sabır ver bana
bu ne dayanılmaz manzara
kardeşimin katili karşımda!
Umut dolduralım bardaklarımıza
26 Ocak 1983
bir şiir yaz dostum
al kelimeleri eline
kırmadan bağla birbirine
sabır barajının duvarında
şiirden kanallar aç öfkene!
yık dostum,
yık duvarını monotonloğun
başka kokular
başka renkler ara
bir çiçek bul
doyasıya kokla
mesela
bir papatya yakala
incitmeden okşa
konuşonunla
kapa dostum
tıpkı bir ama gibi
sımsıkı kapa gözlerini
görmesin karanlıktan başkasını
tanımasın renkleri
seçemesin uzağı yakını
ve bekle öylece
tam bir gün bir gece
sonra aç gözlerini
seyret o nefret ettiğin
demir parmaklıkları
üçlü ranzaları
ve duvardaki mazgalları
ne kadar güzel değil mi?
gel dostum
umut dolduralım bardaklarımıza
bol bol sevgi
ve merhamet dökelim içine
biraz nefret
biraz daşiddet katalım,
sonra karıştıralım tüm içtenliğimizle.
ORDA PUTLAR EGEMENDİ
Bir rüya gördüm dün gece
Çok kötü bir haldeydim.
Tek başıma, garip
Yabancı bir ülkedeydim.
Ne doğu ne batıydı,
Ne Çin'di, ne Yemen'di.
Tek bildiğim:
Orada putlar egemendi.
Sokaklarda, meydanlarda
Saraylarda, zindanlarda
Hep karşıma
Putlar çıkıp duruyordu.
Bu ülke bir baska;
Putlar doğuruyordu.
Sağır, dilsiz ve kördü bütün putlar amma,
Halk amuda kalkıyordu karşılarında.
Her yanda ayinler
Nutuklar-mutuklar,
Çiçekler-miçekler,
Enseli göbekli köçekler
Kuyruklu şeytanlar
Papyonlu zurnalar,
Kıravatlı dümbelekler,
Ve harabati makamında şarkilar:
"Solda put, sağda put
Orda put, burda put
En büyük ata put*
Bümbüyük bir tabut
O tağut bu tağut
Yaşamak istersen
Yolunu sen de tut.
Üstte put, altta put,
Önde put, yanda put
En büyük ata put*
Bir tabu bir tabut."
Çıglıklar, naralar, alkışlar
Şaşı, yan ve baygın bakışlar
Karışırken birbirine
Bir sessizlik çöktü birdenbire
Bana çevrildi tüm gözler,
Sıkıldı yumruklar,
Sallandı başlar ve kuyruklar!
Önce şeytanlar yanaşti öbek öbek
Sonra mutrefler yaklaşti göbek göbek
Ve kalabalığın arasından
Elinde bir kravatla
Göründü bir bay dümbelek**
Kuruldu hemen bir mahkeme
Kimlik tesbiti, iddianame
Fis, fis, fis, kos, kos, kos. Tak, tak, tak!
Ve
Karar verildi bilittifak!***
"— Sanık kalk, ayağa kalk!
İki şıktan birini seçeceksin:
Ya boynuna bir kıravat takarak
Rahat ve keyfi bir hayat süreceksin
Yahut ellerine kelepçe vurulup
Çile, işkence ve fırkat göreceksin."
Tam cevap verecekken
İrkilerek uyandım
Seyyid'in haykıran dizeleriyle:
"Ahi ente hurrun veraes-sudud.
Ahi ente hurrun bitilk-el quyud!"
(24 Haziran 1983, Çanakkale E Tipi Cezaevi)
* Şiir kitabımda, bu mısralardaki ata kelimesi yerine tahta olarak basılmıştı. Yoksa, Ata'ya hakaretten birkac yıl daha ceza alabilirdim.
**Burada sırasıyla, beni tutuklayan polisleri, beni sorgulayan istihbaratçıları ve daha sonra beni suçlayan savcıyı kastediyorum.
*** Mahkemenin hakimleri Selimiye kışlasında yer alan bir mahkeme odasında üç askeri hakimden oluşuyordu.
Edip Yüksel
Yanlış Anlaşılmasın
Edip Yüksel Fan Sitesi, Edip Yüksel'i yüceltmek veya mürşid edinmek için açılmamıştır. Amaç, ortada bir bilgi varsa karşılıklı istifade edebilmektir. O yüzdendirki bizler kendisini bir abi, kendimizide abimize bir kardeş olarak görüyoruz, ilah değil... Edip abiye sevgilerle
İletişim
geleceknesiliz@hotmail.com
Edip Yuksel (T): Üç şiir. Darbecilerden Davacıyım
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
yorum: 0
Yorumlama Biçimi Olarak Anonimi İşaretleyiniz